İçinde yaşadığımız dünya değişim ve gelişimin hız kazandığı teknolojik ilerlemenin akıl almaz boyutlara geldiği tercihlerin bile birbirine benzediği bütün bunlara rağmen insanın unutulduğu bir mekan haline gelmiştir. Bu süreci ifade etmek için kullandığımız "küreselleşme" zaman ve mekân algılarımızı değiştirerek kavramları birbirine yaklaştırmış hatta karıştırmış sınırları muğlaklaştırmıştır. Olumlu ve olumsuz etkileri ayrı ayrı ele alınsa da insansız bir tasarım olduğu insanın "amaç" değil "araç" kılındığı bir olgudur. Elbette ki insanın değer kaybettiği unutulduğu bîr düzende öznesinin "insan" olduğu "İnsan Haklan" kavramının gelişebilmesi ne derece mümkündür? Bir diğer yandan kaynakların dağılımı açısından dünya fotoğrafı incelendiğinde en büyük insan hakkı ihlali; küreselleşme midir?
Bu kitap küreselleşme ve insan haklan kavramının felsefi antropolojik ve psikolojik temelini irdeleyen ancak arka planı berraklaştırmaya çalışan kavramlar arasında bağlantı kurmamızı sağlayan bir çalışmadır. Bütün bunların Ötesinde insanın değerine ilişkin bilginin paylaşılmasına yönelik bir amaç taşımaktadır.