Sahte mutluluklar yıkılıyor. Etrafımız üzgün insanlarla dolu. Yeryüzü cenneti bir cehenneme döndü çoktan. Tıpkı Contemplation adlı şiirindeki Aaron Hill'in kehanetinde olduğu gibi;
Heveslendiğimiz yücelikten nasıl mutluluk gelsin
Şu zavallı kemikler geçmişin büyük kralları ise?
Heveslenilen mutluluk gerçekten de yalnızca mutsuzluk getirdi. Hem de bizim ülkemiz gibi kadere rızadan kaderciliğe kadar bir çizgide yaşayan ülkelerde bile.
Yaşar Hoca'nın kimliği ve varlığı sahte yeryüzü cennetinin yıkılışının ve bu yıkıntıların altında kalan insanlara gene bu ülkenin dindar insanlarının el uzatacağının bir somut kanıtı olarak karşımızda duruyor. Dünya yeryüzü cenneti masalının naşirleri için E.A. Poe'nun Usher'lar Evinin Yıkılışı hikâyesindeki gibi dehşet verici bir biçimde yıkılıyor kötüye gidiyor. Ama Yaşar Hoca ve onun gibi düşünüp hissedenler içinse kötüye giden hiçbir şey yok: Mutlu olmak için o kadar çok sebep var ki!