Machiavelli'nin Avrupa'nın Osmanlı Devleti'ne karşı güdeceği siyaset ve Avrupa'nın Doğu karşısındaki geleceği meselelerinde en önemli görüşleri ortaya koyan ilk kişilerden olduğu söylenebilir. O Doğuyu Osmanlı kanadından gözlemlemiştir. Serasi'nin Şerhu's-Siyeri'l-Kebir isimli eserinde teferruatıyla açıkladığı Osmanlı dış siyasetinin temel noktaları olmuş ilkeleri İtalya'ya yönelik iç siyaset ilkelerine dönüştürmüştür.
Felsefî tutumu bir yana bırakılacak olursa o daha ziyade bir siyaset kuramcısıdır ve İtalyan millî birliğinin sağlanması yolunda teklif ettiği yönetim biçimi mutlak monarşi yönetici ise "Hükümdar"dır. Hiçbir kurum kişi yasa sınıf ilke kuralın engelleyemeyeceği; din ahlâk ve değerlerin etki alanı dışında bir Hükümdar. Zira insan doğası gereği bencildir; nankör içten pazarlıklı ürkek doymak bilmez çıkarcı muhteristir. Onu dize getirecek yönetici bu yolda her türlü araca başvurabilecektir. Yalan söylemesi gerekirse söyleyecek adam öldürmesi gerekecekse öldürecek gerektiğinde din ve ahlâka aykırı davranacaktır.