Bana anlattıklarını kalabalıklara da anlatmalısın Gertrude. Hah ben de onu diyecektim tam. Bak şimdi geçen yıl miniminnacık bir planktondum ben. İri bir kalabalığın iki dişinin arasına sıkışan. Gözlerim gibi kapalıydı yüklemimin iki noktası. Ve kalabalıklar vardı. Boyuna sıkışan. Onların yüklemlerinin noktaları da gözleri de kapalı değildi üstelik. Ve onlar çalkalandıkça benim içim dışıma çıkıyordu. Beynimi ellerime alıyordum da şöyle kalp gibi atıyordu; dan dan dan dan dan dan... Ah Gertrude bilsen nasıl hayranım o elindekine ben. İyi o zaman varayım sahibine haber vereyim hemen. Geeeertruuuuude! A-ooo malesef evde yoklar. Sentez almaz mıydın canım?
(kitaptan)
Düz çizgi üzerinde hem de kendisinin değil başkalarının çizdiği düz çizgide yürüyenler orada yürümeye -kalabalıklar halinde itiş kakış yürümeye- devam etsinler zahmetsizce; akılları sıra kaygısızca ve ölümsüzce... Talep ettiklerini sandıkları -onlara talep ettirilen- şeyleri isteyerek arsızca ve hoyratça... Çizginin dışındaki kocaman tenha boşlukta Şule Öncü gibi birileri hesapsızca ve tedbirsizce gerçek olan bir şeyler yapacaklar.
Cem Mumcu