Öykü düş gücü ister. Öykü hem düşlerden hem de yaşamdan kaynaklanır.
Yalınlık fantezi ve kurgu ister. Kimi zaman ayrıntılar üzerine kurulur ve yapılanır. Çağdaş öykücülük ise gizemli bir anlatımla bir arada gider. Kısacası öykücülük zor bir yazım türüdür. Kendini bırakmaya gelmez. Ulu orta ve düzensiz bir yöntem izleyemezsiniz. Üstelik yazarın belleği kendine özgü bir anlatım biçimine sahip olması da gerektirir.
Peki öykü yazmanın bir pratik yolu var mı?
Öyküde deyiş ve biçemin önemi nedir?
Öykü nasıl olmalı?
Öykü ve merak arasındaki ilişki nasıl tarif edilebilir?
Öykü dil kalıplarını kırmalı mı?
Neden ve nasılların cevapsızlığı mı büyütür öyküyü?
Bütün bu soruların yanıtlarını Öykü Yazmanın Sırları'nda kaleme alan edebiyatımızın usta isimlerinden Orhan Duru; "Öykü peşinizi bırakmaz sizinle sürekli didişir. Yazmak insanın kendisini ve çevresini değiştirmek için kullandığı bir iletişim aracıdır. Bu iletişim aracını en yetkin bir biçimde kullanabilmenin yolunun 'dil'den geçtiğini düşünürsünüz ve eğilimleriniz hep yeni bir dilin peşinde olur. Sonsuz bir merak içinde olan öykücü neden ve nasıl sorularının cevabını bulsaydı öykü yazamazdı zaten " diyor.
Öykü Yazmanın Sırları özellikle öyküye aşık olan ve bir öykünün peşinden gitmek isteyenlerin ellerinden bırakamayacakları bir eser.