BEYAZ ELMALAR
ya da
Ölü olmadığınıza emin misiniz?
Her ne kadar uzun yıllardır küçümsenegelse de nihayet edebiyatın klasik edebiyat dışındaki diğer alt türleri kendilerini ispatladılar.
Yayımlanan kitapların edebi niteliğine - değerine bakmadan sadece ait oldukları
tür nedeniyle eleştirilmesi doğrusu büyük haksızlık. Yiğidi öldürüp hakkını yemeyeceksek kabul etmemiz gerekir ki bütün klişeleri ve alışkanlıkları bir yana bırakıp yeni bir dünya yaratmaya kalkışmak başlı başına bir cesaret örneği...
Bugünlerde yayımlanan Beyaz Elmalar'sa türünü pek açık etmiyor ama yazarı Jonathan Carrol aşka hayata ve ölüme dair bu romanda bize etkileyici lezzetli bir edebi şölen sunuyor...
Türkçe okurunun Kahkalar Ülkesi adlı romanıyla (İthaki -2006) tanıdığı 1988'de ve 1995'te öykü dalında Dünya Fantazya ve Bram Stoker Ödülleri'ni almış olan Carrol'ın son romanı Beyaz Elmalar'da da iddialı olduğunu söylemek mümkün.
Bu iddianın sırrıysa romanın bilimkurgudan polisiyeye uzanan olaylar örgüsünün güzel bir anlatımla birleştiğinde ortaya türler üstü bir kitap çıkarmış olması ki bu türlerde yazılmış kimi kitapları her zaman kolaylıkla okuyamayan klasik edebiyat tutkunu ben bile ilk kez farklı türden bir kitabı bu kadar sevdim.
İnsanın en büyük travması olan ölüm ve ölümsüzlük öte-dünya ölümden sonra hayat gibi olguları bir aşkın üzerinden anlatırken aşk odaklı bir bilimkurgu-polisiyeye imza atmış Carrol
Hastalığı nedeniyle ölen ama bunun farkında olmayan insanları ketçap peçete ve sıradan otomobiller kullanmaya teşvik eden yine de ne iş yaptığı sorulduğunda reklamcılık yerine -içinde yaratıcı geçen her iş kadınları etkilediği için- yaratıcı danışman diye cevap veren
Vincent Ettrich'in kafası yeni tanıştığı -herkesin karşısına başka bir şekilde çıkan- kadının anlattıklarıyla allak bullak olur.