"Abidin'le dünya kadar şey konuştum; 1789 Fransız Devrimi'nden Paris metrosuna işçi grevlerinden Türkiye'den en son haberlere yakında açılacak resim sergisinden yeni çıkan kitaplara kadar her konuda her alanda... Arkadaşlar anılardaki arkadaşlar eksik olmazlardı. En başta ve elbette Nâzım Hikmet. Sonra Yaşar Kemal... Sohbetlerimizde Osmanlı'ya Türkiye'nin 1930'lu yıllarına 'uzanmalar' hiç eksik olmazdı. O zaman 'davetliler' arasında Pierre Loti'yi Ostrorog ailesinin bütün fertlerini ve misafirlerini Georges Simenon'u Fikret Muallâ'yı Neyzen Tevfik'i elbette Arif Dino'yu ve diğerlerini bulabilirdik...Sonra Paris yılları: Yani Tzara Picasso Elsa Aragon...Ve Güzin. Her yerde ve her zaman. Ondan çok şey öğrendim. Abidin 20. yüzyılın en önemli tanıklarından biriydi... Ressam heykeltıraş gazeteci karikatürist yazar ve saati gelince de şairdir Abidin. Birçok arkadaşının yapıtlarını Fransızcaya kazandıran bir çevirmendir de... Yaşamın bütün belalarını tattı güzelliklerini es geçmeden. Güzel yaşadı Abidin. Hiç ölmeyecekmiş gibi... Abidin biraz da hepimizin öğretmenidir. Onunla söyleşilerimden izlenimlerimden ve Abidin Dino için yazılanlardan oluşturduklarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Hem Abidin'i bir kez daha ve hep beraber anabilmek hem de ona bir arkadaşlık armağanı sunabilmek arzusuyla. Anılara saygı gerek çünkü. Anılar uçup gitmesinler. Uçup gitmeden önce iz bıraksınlar bir yere: İşte buraya bu kitaba..."