Sol elini göğsüne dayayıp beni olanca gücüyle geri itti. Silahı iki eliyle kavradı. 'Uzak dur! ' dedi. Tabancanın namlusunu kendine doğru çevirdi ağzına soktu.
'Dur! ' dedim. 'Ne yapıyorsun! '
(...) Gerçekten tetiği çeker miydi? Çekerdi!
Silahı ağzından dondurma emer gibi yavaşça kaldırdı. Bu sefer namluyu iri memelerinin arasına gömdü.
'Sıkayım mı? ' dedi.
'Bırak şunu' dedim. 'Böyle şaka olmaz.'
(...) 'Yaklaşma' dedi. 'Sakın yaklaşma. Vururum kendimi.'
(...) 'Niye böyle yapıyorsun? ' dedim. 'Niye bana eziyet ediyorsun? Aklını mı kaçırdın? '
'Delirttin beni. Manyak oldum senin yüzünden.'
Namluyu memelerinin arasından bir aşağı bir yukarı sürttü.
'Çeliğin soğukluğunu hissetmek güzelmiş' dedi. 'Ölüm de böyle güzel midir acaba? '
'Emin ol! ' dedim 'Kurşunun tadını hissetmek o kadar güzel değildir.'
'Yaa! ' dedi ve namluyu bana doğrulttu. 'Kendimi öldürmekten vazgeçtim Galip. Seni öldüreceğim' dedi.
Bir kahkaha daha patlattı. Bu sefer çılgın bir kahkaydı.