Zaman yine geceye yokluğunun en eğır vurduğu saatlere doğru ilerliyor. Hayalin olanca netliğiyle sahnedeki yerini alıyor. Her zamanki gibi çok güzelsin. Başkalaşıyorum. Teslim oluyorum sana bir kez daha. Seçeneğim yok aslında; ama olsaydı böyle bir kaçışı bir an için düşünmeyi bile sana ihanet sayardım. Seninleyim yine sen oldum.
Başkalaştıkça aslıma döndüm...
Sana döndüm kendim oldum.
Yokluğun en ileri boyutuyla tenime iyice sokuluyor böyle bir yangında varlığını olanca güzelliğiyle duyumsuyorum. Her gece binlerce kez yinelenen bu sahnelerde yokluğun ne kadar yakıcıysa varlığın onunla yarışan bir serinlik oluyor yüzümde. Amansız bir çatışmanın ortasında nasıl korumasızım
(Seninleyim ve korumasızım yalnızım... Ne müthiş bir çelişkidir bu!)
gözlerimi kapatıyorum.