Başıboş bulutlar gibi dolaşsam da hep bulut yalnızlığı yaşıyordum. Akşam olunca artık onu görmekten umudumu keserdim. Yarın yeniden gördüğümde önce gözlerindeki o yaprak yeşilini arıyordum. Yakınımda sessizliğinin yankısını duyunca gözlerine bakarak bir gonca gibi gülümsüyordum. İçimin o bitmeyen sızısı dinmese de ablamın acı sonu artık beni korkutamıyordu. Akşam saatlerinin esmer vaktinde aşkımın bizim evin önünden geçmesini bekliyordum. Bazı akşamlar kuşlar uyuduğunda bile o hâlâ geçmezdi. Ben günün eksikliğini hissettiğimden avunmak için gece boyu yıldızları gözlerdim. Yalnızlığım içimde dolunay gibi büyürdü.