Gazetenin arka sayfasındaki habere bakıyorum; "Yüzde 15 insan hücreleri taşıyan koyun üretildi". Hayvanlardan isnanlara organ nakline doğru atılmış bir adım olarak görülen bu olay son yıllarda hız kazanan genetikle ilgili çalışmaların son noktası. Günümüzde artık hücreler klonlanabiliyor. İnsan gen haritasının çıkarılması da zamanımızın en büyük bilimsel buluşu olarak çağa damgasını vurdu. Çıkarılan gen haritası sayesinde Kanser gibi hastalıklar tarihe karışacak ve insan yaşamının kalitesi artarak uzayacak.
Tüm bu olumlu gelişmelerin yanında daha karamsal bir tablo da var. Dünya küresel ısınma ile karşı karşıya. Bilim adamları Dünyanın on yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülmez bir noktaya geleceğini vurguluyor. Bugün küresel ısınmadan en fazla etkilenen kıtalardan biri Afrika'dır. Afrika'da görülen kuraklıktan ötürü her saniyede bir kişi açlıktan ölüyor. Diğer yandan Dünya aşırı şiddet terör ve savaşlarla boğuşuyor. İşte tüm bu olumlu ve olumsuz gelişmelerin içinde Arkeolojinin yeri ne?
Her şeye 'faydacı' zihniyet ile bakan bugünün dünyasında Arkeolojinin ne işe yaradığı sorusu mutlak cevap verilmesi gereken bir soru olarak karşımıza çıksa da "Faydacı Aklın Eleştirisi" kitabının yazarı Alain Caille bugün faydacılık tarafından kolonize edilmiş dünyamızda faydacı zihniyetle karşı mücadele etmenin dünya ve toplum hakkında bir siyasal düşümü yeniden canlandırmak demek olduğunu söylemektedir. Arkeoloji'nin faydasının ne olduğu sorusu mutlak cevaplanması gerekiyorsa belki de bu soruya karşı başka sorularla cevap vererek başlamak daha yerinde olur.