Erozyon çoraklaşma ve çölleşme ile kaybettiğimiz yalnız topraklarımız değil geleceğimizdir. Toprak yok olursa bunun üzerinde yaşayan canlılar da yok olmaktadır. TEMA Vakfı olarak erozyonun getirdiği zararları anlatırken yiyeceğimizi suyumuzu ve havamızı sağlayan bu canlıların toprak üzerinde olduğunu topraksız yaşam koşullarımızın sürdürülemeyeceğini anlatmaya gayret ediyoruz. Ancak o canlı toprağın oluşmasında da verimliliğin sürdürülmesinde de sayılamayacak kadar çeşitli bitkilere ve hayvanlara gereksinim vardır. O halde topraklarımızla birlikte bu canlıların varlığını da sürdürmemiz gerekir.
(Arka Kapak)
Orman kimine göre "orman yasalarının" egemen olduğu vahşet dolu uygarlıktan yoksun ve hırçın bir çevredir. Kimine göre de orman "uygarlık canavarının" yarattığı stresten vahşetten kargaşa ve zulümden kaçmak için özlenen sessiz sakin bir sığınak; ruh ve bedene şifa veren huzurlu bir hastane şevkatli bir ana bir doğa anadır.
Ormanlar taa ilk çağlardan beri süregelen "esrarengiz diyarlar' olma özelliklerini bugün de hala sürdürmektedir. Ama farklı bir şekilde sürdürmektedir. Geçmişte "cinlerin ve devlerin diyarı" olarak algılanan ormanlar bugünkü uygar dünyada bilimsel açıklamayı gerektiren sırlarla dolu potansiyel bir biyolojik zenginlik kaynağı olarak algılanmaktadır Çağdaş insana göre ormanlar çok çeşitli canlıların birlikte yaşadığı canlılar ve cansızlar arasında çeşitli etkileşimlerin olduğu pek çok doğurgan sorularla dolu bilim ve açık hava laboratuvarlarıdır.