İnanç ayrılıklarını her dönemde çıkar ve sömürü aracı olarak kullanan batı kapitalizmi siyasallaştırdığı dini ekonomi başta olmak üzere kurulu düzen işleyişinin temel öğesi haline getirmiştir. Sömürgecilik döneminin misyonerliği 20. yüzyılda yeni uygulamalarla yetkinleştirilmiş yaratılan yöntem çeşitliliği 21. yüzyıla girerken üst düzeye çıkarılmıştır. Din bugün yerel ve bölgesel niteliklerinden koparılmış dünyanın tümünü kapsayan politik bir silah haline getirilmiştir. Artık insanlardan tek tek dinlerini ve kutsal saydıkları değerlerini değiştirmelerini istemek yerine dinlerin ve inanç biçimlerinin kendisinin değiştirilmesi ve giderek ortadan kaldırılması gündemdedir. Küresel egemenler için inanç sahiplerini değil dini değiştirmek ve çarpıtarak Öğretmek daha kolay ve ucuz bir yöntemdir. Tek dünya devletine doğru gidilirken amaca uygun yeni bir düşünce ve yeni bir "din" yaratılmalıdır. Dinlerarası diyalog bu düşüncenin ürünüdür.
Dinlerarası diyalog ya da tanım uygun düşerse hin (kurnaz güvenilmez cingöz kişi) ler arası diyalog gerçekte bir anlaşma ve uzlaşıdır. Ya da bir başka deyişle İslam dininin ilkelerine bir saldırı ve yozlaştırma girişimidir. Kısa erim (vade) li amacı "vaat edilmiş topraklar" ın yani Ortadoğu'nun ele geçirilmesidir. Amaç için İslam'daki haçlı'ya karşı direncin geleneksel yapı içindeki unsurlarının kırılması ve bölgenin küresel işleyişe tam olarak açılması gerekmektedir. Bu girişimin somut sonucu ise Anadolu'daki ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamına giren 22 ülkede sınırların değiştirilmesidir.