Uçsuz bucaksız gibi görünen Bozkır sapsarıydı kupkuruydu. Bozkı suya hasretti yeşile hasretti.
Bir gün bir avuç genç geldi. Bozkır'ı yeşermeye and içti. Gece demediler gündüz demediler çalıştılar. Kışın donduran soğuğundan yazın kavuran sıcağından yılmadılar. Onların çabalarıyla alay edenlere aldırmadılar. Su getirdiler taa uzaklardan fidan diktiler tüm Bozkır'a.
Gün geldi Bozkır'ın rengi değişmeye başladı. Yeni gençler katıldı onlara içleri umut doldu.
Yıllar geçti yemyeşil oldu Bozkır. Fidanlar büyüdü ağaç oldu ve Bozkır'ın kaderi değişti. Bozkır'ın taptaze yeşili ışıl ışıl yayıldı çevreye. Bozkır'dan yükselen ışık tüm ülkeyi aydınlattı.
Bu kitap Bozkır'ı yeşertenlerin öyküsüdür.