Uzun bir İmparatorluk yorgunluğundan sonra iç ve dış yıkımlara dayanamayan bir Devlet dağılırken alışılmış ve inanılmış değerlerin de sarsıntılardan kurtulamayacağı muhakkaktır. Hele savaşların yenilgilerle sonuçlanması bile uzaması ve durmadan toprak kaybı ile ıstırapları dayanılmaz göçlerin çöküntüleri küçücük umutları da yok ettiği için sadece madde medeniyeti üzerine kurulmuş güçlere karşı sarsıntılardan kurtulamamış değerler de yenik düşebilirler. Böyle anlarda ruh medeniyetinin yapıcılarına ihtiyaç vardır. Gelirler görürler güç verirler.
Onların alkışlara ihtiyacı yoktur. Madde dünyasının ışıklarına da aldırış etmezler çünkü alkışlar ve albenili boyalar madde medeniyetinin yaldızlarıdır ve ruh çürümesini çabuklaştırırlar. Ruh medeniyetinin yapıcıları ise sonsuzluğu yaşar sonsuzluğa umut olurlar.
Romanını okuduğunuz insan böyle bir ruh medeniyeti mimarıdır adına Bediüzzaman Said Nursi dediler.