Uzun süren ayrılığın sonunda daha yeni ayak basmıştı şehre. Gözlerinde mahmur bir papatya rengi hakimdi. Etraf valiz ve çantalarla doluydu. Bir sürü eşya vardı yanında. Erken davranmış anne ve babasından önce çıkmıştı yola. Uzun yolculuk birkaç kez doğup batan güneşin eşliğinde son bulmuştu. Çok çetin bir yolculuktu. Bursa'dan gelmişlerdi.
Hep memleketin hayaliyle geçmişti uzun ve müt'ib yolculuk. At arabası ile gelmişlerdi. Fayton da denilebilirdi. Hani atın ve ahşabın kalitelisinden olan var ya... Tangır tungur musiki ile bir hoştu yolculuk ama yolda bir sürü sorun çıkmış bin bir uğraş sonucu varmışlardı Malatya'ya.
Adım atar atmaz arabadan inip soluklandı ve eğilip öptü hemen kara toprağı.
"Canım benim ne çok özlemişim." dedi.
Ölüme Gülümseyenler kimi zaman ürkütücü kimi zaman diriltici olan gerçeklerin umut ve umutsuzluk arasındaki kıyasıya savaşın aşk ve özlemin el ele yol alan yenilgi ve zaferin sıra dışı romanı... Ölüme gülümseme cesareti gösteren herkes bu satırlarda kendini bulacak.