Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar. Peki doğruyu söyleyen bir savcı ise ne yaparlar onu damı kovarlar?
Bu kitap doğruyu söyleyen bir savcının 12 Eylül 1980 darbecilerini yargı önüne çıkarmak isteyen savcı Sacit Kayasu'nun başına gelenleri anlatmaktadır:
"Ne darbecileri yargı önüne çıkarabildim. Ne de kendimi yargılanmak ve ihraç edilmekten kurtarabildim.
Bir hukuk devletinde üstelik de bir savcının bu duruma düşmesi acıdır ama ondan da önemlisi utanç vericidir.
Gelişmeler kötüye gidiyordu. Yargıtay boyuna ceza veriyordu. Beraat etsem bile bir şekilde ceza almam sağlanıyordu. Bu cezalardan kurtulabilmek için bütün hukuk bilgimi kullandım ama faydası olmadı.
Sadece Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı'na değil milletvekillerine de mektuplar yazmıştım. Ama birkaç tanesi hariç onlardan da ses seda çıkmıyordu.
Türkiye'de ilk defa olarak 21 Haziran 2008 tarihinde "Darbelere Hayır" yürüyüşü tertiplendi. Bu yürüyüşe davet edilenlerin arasında olmadığım gibi yürüyüşe katıldığım halde beni tanıyan da çıkmadı. DEMEK Kİ ARTIK 10. KÖYDE DE PEK İSTENMİYORDUM."
İşte bu kitap yanlız bırakılmış bir insanın tek kişilik mücadelesini kendi ağızından anlatmaktadır.