İstanbul yüzyıllardır büyülemiştir insanları kendi ülkesinden kopup gelenlere de kucak açmış bir daha bırakmamıştır. Eskiyle yeninin Doğuy'la Batı'nın buluştuğu en güzel en gizemli noktadır. Yüzlerce yabancı kökenli ailenin akıl almaz hikayesi de saklıdır Beyoğlu'nun ara sokaklarında.
Nunmacher ailesi de bu ailelerden biridir. Trajik bir olay sonucu vatanı Almanya'dan ayrılmak zorunda kalan Baba Nunmacher'in hikayesi Fransa'da devam eder Rusya'ya geldiğinde farklı bir yön alır: Artık bir ailesi vardır. Arjantin ve Meksika'daki serüven dolu yıllardan sonra sadece kısa bir süre kalmak için geldikleri Türkiye ise ailenin hayatında dönüm noktası olacaktır. 1931 yılında Cadde-i Kebir ya da Grande Rue de Pera ya da bugünkü adıyla İstiklal Caddesi eşsiz şntizeli ve benzersiz birasıyla ünlenecek bir lokantayla ve bu aileyle tanışır. Inge Nunmacher Alman babasından ve Tatar annesinden miras aldığı lezzetli yemek ve içki tariflerine büyülü güzelliğini ve yeteneğini de katarak İstanbul'da bir efsane yaratır. Dönemin tüm üst düzey diplomatları öğrenciler yazarlar gazeteciler sanatçılar hem lokantanın yemeklerine hem de güzel Inge'ye hayrandırlar.
Bir Şnitzel Lütfen savaşlar ekonomik krizler ve toplumsal hareketler arasında bir ailenin serüven dolu göçünün çarpıcı hayat çizgisinin unutulmayacak bir lokantanın ve cesur bir kadının öyküsü.