Türk Milleti son iki yüz yıldır çalkantılı ve aynı zamanda geleceğini gölgeleyen gelişmelerin kıskacında hak etmediği bir tarihi sürecin içinde bocalamıştır.
Artık ülkemizin ekonomik kalkınma ve teknolojik gelişmelerini frenleyen bu talihsiz sürece mahkûm olması yerine onu temelinden değiştirecek ve yeni ufuklara yürümesini sağlayabilecek potansiyel mevcuttur.
Bilgi Çağının yeni normları yanı sıra gençliğin geleceğe daha emin adımlarlar atabilmesi ve her şeyden önce ülke bağımsızlığının korunması da belirtilen değişim ve dönüşümü zorunlu kılmaktadır.
Öyle ki dünya yeni bir çağın ve ekonominin lokomotifi olacak nanoteknoloji gibi yeni bir bilim ve teknoloji alanının kapılarını aralamanın yollarını aralarken dünyayı yeniden şekillendirecek bu tür gelişmeler üretken yenilikçi ve güçlü üniversitelerinin doğuşunun hızlanması ile birlikte ülkemizde güçlü teknolojik birikim ve sanayi üretimi dâhil yeni kulvarların açılmasının zeminini hazırlayacaktır