Sinematografik bir dilden yararlanılarak kaleme alınmış olan "Tenimde Kesik Çığlıklar" bir kadının geçmişiyle yüzleşmesini anlatıyor. Tüm aile bireylerini kaybetmiş sevgilisi tarafından aldatılmış ve arkadaşı tarafından ihanete uğramış... Kabuslarla geçirdiği gecelerin sabahında çığlıklarla uyansa da neler gördüğünü hatırlayamıyor. Peki hatırlarsa? Ve hatırladıkları canını yakarsa?
Yağmur'un kabusları acı dolu bir geçmişin işaretidir. Ve Yağmur bu geçmişle nerede ve nasıl yüzleşecektir?
...
Çıplaklık... Soyunmak... Giyinmek... Kapanmak... Açılmak... Birçok soru geliyordu aklına çıplak bedenleri hatırladıkça! Teniyle ilk ne zaman tanıştığını düşündü. Annesi onu rahminden dışarı fırlattığında tanışmış olsa gerekti... Yumuk gözlerini annesinin mahremine dikmiş ve ağlamıştı. Hayatın en acımasız yanı Yağmur'a göre dünyaya gelmekti. Zaten dünyaya gelmiyordu. Kanla pis sularla pıhtılarla atılıyordu yaşama! Sonra biri tutuyordu onu o birisi güvende olduğu yerle bağlarını koparıyordu. Sonra yine hiç tanımadığı o el acımasızca ilk tokadını atıyordu ona. Ağlıyordu... Kanla tanışıyordu tanıdığı ilk koku oluyordu taze kan kokusu... İnsanlar bu yüzden mi acımasız oluyordu acaba? O taze kan kokusunu tekrar mı içine çekmek istiyordu?