Saat sabahın ikisi ya da üçüymüş (rüyamda) sokaklarda tek başıma yürüyormuşum. Castille'le karşılaşıyorum sanırım birkaç yere uğrayacakmış ben de ona eşlik edeceğimi hazır araba da varken özel bir iş için bir yere uğrayacağımı söylüyorum. Bir arabaya biniyoruz yeni çıkmış bir kitabımı büyük bir randevuevinin sahibesine armağan etmeyi görev sayıyormuşum. Kitabı elimde tutup bakarken anlıyorum bu eseri bu kadına armağan etmeyi gerekli görmemin nedeni meğerse kitabın müstehcen olmasıymış.
Baudelaire 13 Mart 1856 Perşembe sabaha karşı gördüğü rüyadan öylesine etkilenir ki rüyayı hiç zaman kaybetmeden bütün ayrıntısıyla kâğıda döküp arkadaşı Charles Asselineau'ya gönderir. Kaleme alma gereğini duyduğu tek rüyadır bu. Peki nedir onu böylesine önemli kılan? Bir gün önce Baudelaire Sıra Dışı Öyküler adlı ilk kitabını Edgar Allan Poe'dan yaptığı öykü çevirilerini yayınlatmayı başarmıştır. Poe'ya olan hayranlığı düşünüldüğünde hayatının dönüm noktalarından biridir bu tarih.