"Kalamış'ı yazmayı denedim. Cesaretli bir davranıştır. Yalnızdım içkim yoktu. Kalamış'ı yazarken aklıma hep İzmir geliyordu. Maarif Koleji geliyordu. En çok yakartop geldi. Şiir yazanı ve okuyanı içine alan bir hezeyan yaratıyor. Buna sanat manisi diyebiliriz. Belki de derin bir buhran sonrasında olduğum için bunları kesif yaşamadım. Derler ki acıtmayan şiir yoktur. Yazdıklarım beni acıtmadı. Umarım sizi de acıtmaz ve buna rağmen şiirlere yaklaşır onları tadar onlar üzerinde düşünür ve hoşlanırsınız. Herkesin bir İzmir'i vardır. Benimkisi deniz aşırı bir ülkede bir taş ocağının çok yakınında. Ben orayı görmedim. Bana anlatıyorlar. Ben sadece yaşadığımı yazarım. Orada yaşadığımı değil burada yaşadığımı. Buna ruhtan yazmak diyorum. Öyle de okumak gerekir lakin kendinizi yormadan harap etmeden. Bana kalırsa "güzel insanlık" bir geri çekilme dönemindedir. Sessiz kalmak muhafaza etmek saklandığınız yeri ve sakladıklarınızın yerini unutmak en iyisidir. İşte böyle yazarken yazdım."