Neredeyse matbaası bulunan her ülkede basılan Yükselen Hilal bir ulusun küllerinden doğuşuna tanıklık etmiş Siyaset Yüksek Okulu ve Birleşmiş Milletler Cemiyeti'nin kurucularından Ernest Jackh'in Türk milletine ithafıdır.
Atatürk'ün "Kaderin savurduğu her haşin darbeye bizimle beraber katlanmakla kalmayıp bundan doğan ıstırapları hafifletmek için de akla gelen her yardımı esirgemeyen siz sadık dosta..." diye hitap ettiği Ernest Jackh içerde ve dışarıda Türk tezini müdafaa etmiş uluslararası bir şöhret ve devlet adamıdır. Ona göre dünyada Türk kadar sadık ve değerli Türk kadar yanlış anlaşılmış bir millet yoktur. Bundan olsa gerek ki bu uğurda yoğun emek sarf etmiş; Türklerin kahramanlıklarını devrimlerini çocuk ruhlarını ve korkusuzluklarını büyük bir hayranlıkla anlatmaktan yorulmamıştır.
Yükselen Hilal'de Türkiye eski bir ulusun yeni devleti olarak selamlanıyor. Türkiye'nin modern Avrupa'ya nasıl kilitlendiği; I. Dünya Savaşı'nda oynadığı rol; başörtüsü fes harem gibi hassas konuların vaktiyle nasıl alımlandığı; Avrupa'nın hasta adamının bağnazlıkla mücadelesi; Jön Türkler'in devrimi; Balkanlar'ın karşıdevrimi; Bağdat Barışı; Ortadoğu'nun Anteos'u telgraf mektup gibi tanıklıklarla anlatılıyor. Dört imparatorluğu yok eden iki ulusu özgür kılan on üç devlet yaratan ve Troçki'nin Rus Dışişleri Bakanlığı'nda tek bir belgesine dahi ulaşamadığı gizli anlaşmanın hikâyesi ilk kez yazıya dökülüyor.
Byron Dexter'in verilerine göre 1944'te Amerika'da en çok satılan kitaptır Yükselen Hilal. Bu da şunu göstermektedir: Ernest Jackh ömür boyu sürecek dostluk nişanesi olarak gördüğü bu kitapla bilinmeyen Türkleri dünyaya tanıtmakta başarılı olmuştur. O halde sıra bizde... Bugünün okurunda...