Türban... Aslında salt bizim sorunumuz değil Avrupa'yı
ve daha geniş bakarsak dünyayı ilgilendiren Doğu-Batı
eksenini de aşmış Kuzey-Güney dikeyinde tartışılan; aynı
zamanda geniş ölçekli olarak "Medeniyetler Savaşı"na da
"simgelik" yapan; müslüman ülkelerin de "iktidar savaşları"nın
bir aracı; İslam ülkeleri arasında "bölgesel etkilenme-etkileme"
ve "kültür ihracı" için güçlü bir manivela; şüphesiz ki kadınlar
üzerinde ezeli erkek egemenliğini ebedileştirme niyeti Kuran'ın
yanlış yorumu; örtme-örtünme geleneğinin farz gibi kabul
ettirilme çabası; Batı kültürü egemenliğine karşı İslam
kültürünün arkaik başkaldırısı; bazen de ülke üzerindeki dış
iradelerin gerçekleştirilmesinin yolu... Dahası: İslami toplum
mühendisliğinin temel aracı!
Türban hayatımızın ekseninde. Bir inanış mı yoksa arkaik bir
araç mı... Şüphesiz hem o hem diğeri. Ama bir gerçek var:
Ülkeyi altüst ediyor bölüyor parçalıyor... Orhan Bursalı
"Tartışma Yazıları"nda türban konusunu geniş bir tarihsel bilim
ve kültür diliyle ele alıyor.. Ve türbanın aslında tam bir erkek
sorunu olduğunu vurguluyor...