Sultan sonunda aradığı kılıcı buldu. Kını pırlanta ve safirle kaplı ucuna doğru hafif bir kılıçtı. Kınından çıkarttı. Çok kullanılmış olduğu aşınmış olan kenarlarından belliydi. Kılıcın iki yüzünde Kur'an'dan sureler yer alıyordu. Sultan sevinçle:
-Selçuklu Sultanı Kılıç Aslan'ın kılıcı. Haçlılarla bu kılıçla savaşmış.
-Sen de bununla dört tane zavallıya gözdağı mı vereceksin?
-O zavallı dediğin dört adam memleketin kanını emiyorlar bunu biliyor muydun?
Sultan Mehmet yavruağazı renkli altın işlemeli kolsuz kaftanını giydi. Başını kavuğunu üstüne de incili sorgucunu taktı İncir hırsızı mahallenin arsızı delişmeyen yeni yetme genç gitmiş birden avını her an parçalamaya hazırkartala dönüşmüştü. Türk'ün en büyük özelliği buydu. Barışta çelebi savaşta yenilmez cengaver.
Sultan son aksesuarı olan bileklilklerini de taktı:
-Tamamdır Hanım Sultan varalım ticaret uzmanlarından alaveredalavere dersleri alalım.