"Simitçiyi çağıran sesim hayata uzanan yumuşak bir eldir. Sesim bazen bir pençedir. İçimdeki canavarın ateşten dilidir bazen de. Ah sesim papatyaların üstünü orter geceleyin. Çalılıklarda gezinir kuru bir karanfil çiğnenmişcesine serin ve acı kokular yayan soluğunu işitir ruhların. Sam yeline kapılıp da ağustosta uzaklara savrulanlara seslenir seslenir sesim umarsızca"