Kendini Tanı...! Ey İnsan...!
Her gün aynanın karşısında saçlarımızı düzeltir ve hızla uzaklaşırız. Acaba orada göreceğimiz başka şey yok mudur?
Derinlemesine bir bakışla baktığımızda görürüz ki aslında içimizde nehirler akıyor laboratuarlar kurulmuş içimize fabrikalar ve motorlar kurulmuş...
Dağların zirvelerini denizlerin dalgalarını büyük ırmakları ve engin okyanusu görmek için seyahat eder insan. Fakat bunun yanı sıra en büyük mucize olan kendi varlığını göremeden bu dünyadan göçer gider...
Akvaryumdaki balık kendine yem vereni tanımayabilir karınca kaleme ve kâğıda anlam veremeyebilir. Böcekler sadece gübreyi düşünebilir. Saat kendini kurandan habersiz vakti gösterebilir. Buğdayı taşıyan merkep buğdayın farkında olmayabilir.
Ama insan öyle mi?
Aklı düşüncesi muhakemesi varken gerçek onu bir atmosfer gibi kuşatmışken en geniş manasıyla bu evrendeki her şey kendisi için yaratılmışken gerçeğin uzağında nasıl yaşayabilir?
İnsan ya içindeki gerçeği usanma nedir bilmeksizin arayacak ya da içinde bulunduğu su birikintisini okyanus sanan kurbağa olarak kalmaya devam edecektir.
İnsan her şeyi araştırıyor ama kendini ihmal ediyor ve sonra da imha oluyor... Evet! Adeta kendini tanımaktan korkuyor insan...