Blaise Cendrars'ın 1936'da Paris-Soir gazetesinin muhabiri olarak gittiği Hollywood'dan yazdığı yazılar "sinemanın Kâbesi"ni bambaşka bir gözle anlatıyordu. Yapıtlarında edebiyatın kalıplarını kırmış olan Cendrars Hollywood'a da alışılmışın dışında bir yaklaşım getiriyor; yalnızca yıldızların yaşamını ışıltılı partileri ve dedikodu dünyasını değil film setlerinde çalışanların stüdyoların kapıcı ve bekçilerinin yıldız avcılarının yıldız olmak için yanıp tutuşanların öykülerini de gözler önüne seriyordu. Bu parıltılı dünyadaki intihar oranının yüksekliğine açıklık getirirken California polisinin kışın komşu eyaletlerden buraya akın eden yoksulları nasıl engellediğini de yazıyordu.
Daha önce Moravagine adlı sıra dışı romanını yayınladığımız Cendrars'ın usta gazeteciliğini yansıtan Hollywood: Sinemanın Kâbesi 1930'ların ABD'sine de kara mizah yüklü alaycı ve eleştirel bir bakış getiriyor. Sinema endüstrisinin temellerinin atıldığı dönemi acımasızlığı ve güzelliğiyle ortaya koyan bu kitabı Jean Guérin'in desenleri eşliğinde sunuyoruz.