Kendimi ne kadar alıştırmaya çalışsam da ona bana bakışı ya da bakışsızlığı buzlardan. Getirdiğim peynirli börekleri susamlı çörekleri yemiyor. "Ye" dedikçe ben içine kıvrılmış gibi duruyor üşüyor sanki benden. Erken geliyorum bazı sabahlar; Cüce Hamdi'nin yakın bir lokantadan getirdiği renksiz çorbayı içerken yakalıyorum onu! Bırakıyor hemen içmiyor; bana arkasını dönüp oturuyor. Sırtına dokunuyorum parmağımla; değişmiyor.
İrfan Yalçın'dan yıllar sonra bir yeni roman. Romanımızın usta kalemi uzun bir aradan sonra hem kendi edebiyatında yepyeni bir sayfa açıyor hem de edebiyatımıza taptaze bir soluk getiriyor. Yorgun Sevda gençlik bunalımlarıyla sıkışmış insanlardan arkadaşlarından hayattan umudunu kesmiş bir genç kadının bir lunaparkta çalışmaya başlamasıyla değişen yenilenen ruhunu anlatıyor. Lunaparkta "sergilenen" Hüseyin'den Baba Cemal'e bu romanın kahramanları akıllarda yer edecek. Yorgun Sevda çağdaş romanımıza değeri azımsanmayacak bir katkı.