"Bu kitap 1980-1999 yılları arasında değişik amaçlı gezilerimde tuttuğum 'yol günlükleri'nden bir seçmeyi içermektedir. (...) Ülkemizin yedi bölgesinin yetmiş beldesini benimle birlikte gezmeye buyrun lütfen! Okudukça tat almanız dileğiyle..."
(Önsöz'den)
İsdemir'in bacaları... Kimisinin geniz yakan dumanı ta bana kadar geliyor. Dumanınızı seveyim sizin! Bilirim nerede bir baca var; orada ekmek var aş var."
(Amanosların Eteğinde)
"Alışveriş etmeye değil satış için pazar gelmiş köylü kadınların konuşmalarını dinlemeye gidiyorum ben. Bayılıyorum onların konuşmalarındaki kıvraklığa şiirselliğe kadınsılığa."
(Ben Marmaris'te Tatildeyken)
"Babası mı? Sarı bilmem ne derlermiş 'şöfercilik' yaparmış. Kendisi mi? 'Çobancılık' yapıyormuş. Okula mı? Gidiyormuş. (...) Öteki anlattı: Babası Libya'daymış. Çok para kazanıp dönecekmiş. (...) Altı kardeşi varmış. Altısını da okutacakmış Babası."
(Hısım Akraba Arasında)
"Bir ara koltuğunu iyice yatırdı cömertce uzandı. Saçları ağzıma değecek kadar yakındı. (...) kendisiyle barışık gözükmeyen bu 'terbiyesiz kıt' kızı zorunlu olarak yakından incelemeye başladım: Ak tenliydi. Sarıya boyalı saçlarının dibinden koyu kahverengi bir saç sökün etmişti."
(Çanakkale İçinde...)
"Otogar'dayım. 'Sevkiyat' varmış. Davullar zurnalar; bir şenlik bir şamat ki görmelisiniz.(...) Bu törenlerin 18-20 yaşındaki bir gencin önemsendiğini sevildiğini duyumsamaması bakımından ne kadar önemli olduğunu; ona ne büyük bir gönül gücü verdiğini düşünün."
(Sivas Yıllarında...)
"Giyim kuşamlarıyla sanki canlanmış bir Hitit kabartmasıydı karşımdakiler. Bakıp kalmışım öyle. Bakışımı gördüler utandılar. Ben de onları utandırdığım için utandım."
(Güneydoğu'nun En Büyük Kentinde)
"Girne Belediye Pazarı'nda demet demet kırmenekşesi... Kokusu sarmış çevresini. Bayılırım kırmenekşesine. Çocukluğuma götürür beni. Halk türküsündeki 'Menekşe kokulu yarim' benzetmesi boşuna söylenmemiştir."
(Ben Kıbrıs'tayken...)