Yedinci yüzyıl Arabistana'ı her bakımdan bozuk şirazeden çıkmış bir haldeydi. Alabildiğine vahşileşmiş canavarlaşmış bütün güzel hasletlerden uzaklaşmış olan insanlık o günkü kadar bozulmamış ve azmamıştı. Öyle ki kabilelere hücum edip hür insanları köleleştirecek köleleri de hiç yere öldürebilecek kadar yoldan çıkmışlardı. Arabistan'ın her yanı bin türlü rezaletin ahlaksızlığın zevkle işlendiği birer sefalet yuvası haline gelmişti. İçki su gibi içiliyor kumar bütün çeşitleri ile oynanıyor fuhuş sıkılmadan açıkça işleniyor faiz ilikleri sömürüyordu. Kabileler arasındaki kan davaları yürekler sızlatacak dereceye varmıştı. Bir kısmı yüzyıllar boyu sürüp gidiyordu. Medine'deki Evs ve Hazreç kabileleri bunun açık bir misaliydi. Her iki kabile arasındaki düşmanlık yüz otuz yıldan beridir devam edip gidiyordu. Kız çocukları utanç vesilesi kabul ediliyor canlı canlı toprağa gömülüyordu....