Nihat Kınıkoğlu adı edebiyat okurları için yabancı gelebilir çünkü bu onun ilk hikâye kitabı. Ama Kınıkoğlu bir bilim adamı daha çok bilimsel yapıtlarıyla tanınıyor. Sözgelimi Türkçede benzeri bulunmayan "Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Sözlüğü" yakın bir tarihte Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanacak. Oysa Kınıkoğlu'nun hikâye yazarlığı daha eskilere uzanıyor. İlk hikâyelerini Hüsamettin Bozok "Yeditepe" dergisinde; Haldun Taner "Milliyet'in Pazar Eki"nde yayımlamış.
Bu güzel çıkışın sonrasında yazar edebiyattan çok bilim alanındaki çalışmalarına ağırlık vermiş. Bu arada dünyanın değişik bölgelerinde yaşamış gözlemlerini yaşam deneyimlerini zenginleştirmiş.
Nihat Kınıkoğlu şimdilerde kendini tümüyle edebiyat çalışmalarına adamış durumda. Oyun hikâye roman türlerinde çalışmaları var. İlk kez bir kitapta topladığı hikâyeleriyle Birinci Dünya Savaşı'ndan yakın tarihin Uzakdoğu'suna günümüzün Felluce'sine kadar artık iyice küçülen dünyadan bize evrensel trajediler dramlar sunuyor. Bize dünyanın küçüklüğünü emperyalizmin yeryüzüne silah gücüyle nasıl egemen olduğunu hatırlatıyor bu hikâyelerle. Küçük ama vurucu tablolar çiziyor. Bir de hiç yabancısı olmadığım bir yöreden yazarın çocukluğunun geçtiği Malatya'dan hikâyeler getiriyor ki beni en çok etkileyen hikâyelerin bunlar olduğunu itiraf etmeliyim. Masalsı süssüz oyunsuz senaryo akıcılığında yalın bir duyarlıkla yazılmış kahramanları mekânları tanıdık hikâyeler. Edebiyat dünyamızın giderek çoraklaşan kısırlaşan ortamına hoş geldin diyorum Nihat Kınıkoğlu'na.
-Necati Güngör-