Kelâmcıların oluşturduğu atom teorisi İslâm düşüncesinin kendine özgü paradigması içinde özel bir konuma sahiptir ve Allah-âlem ilişkisi konusunda bazı İslâm filozoflarının savundukları kâinatın ezelîliği fikrine karşı bu fikri çürütmek amacıyla geliştirilerek sistemli hale getirilmiş bir teoridir. Kelâm Atomculuğu "kendisinden başka parçaya bölünemeyen parça" (el-cüz'üllezî lâ yetecezzâ) kavramından hareketle kâinatın yaratılmış olduğunu kanıtlamak üzere ortaya atılmıştır. Alternatif bir İslâm ontolojisi kurmayı hedefleyen bu teolojik doktrin her şeyin merkezine Allah'ı koyarak O'nu bütün olayların doğrudan fâili yapar. Köklerini ilâhî ilkenin mutlak aşkınlığını ve en aşağı canlıdan en yüksek Akıl'a kadar bütün varlıkların bu ilke önünde "hiçliğini" beyân eden İslâm'ın kendine has karakterinde bulur. Bugün modern bilimde kâinatın fiziksel yapısına dair tartışılmakta olan bazı fizik kuramları da kelâmcılar tarafından asırlar önce geliştirilen bu onto-teoloji doktrininin sistem içinde yer alan önemli birkaç ilkesini doğrulamaktadır. Son tahlilde Kelâm Atomculuğu bize kâinatın var oluşu konusuna farklı bir gözle "yeniden" bakmayı teklif etmekte ve kâinatı farklı açılardan temaşa edebileceğimiz perspektifler sunmaktadır.