Terk edilmiş bir dünyadan ahirete gitmek yerine imar edilmiş bir dünyadan ahirete gitmeyi yeğlediler.
Meydanlarda kılıç kuşanmakla evde teheccüde kalkmak arasında kulluk açısından fark görmediler.
Çocuk doğurup büyütmekle yetinmeyip nesil yetiştirme sevdasına düştüler.
Allah'ın mülkünü babalarından miras aldıkları köy ve kasabadan ibaret görmeyip ibadet edebilecekleri her yeri vatanları görüp yollara düştüler.
Hayatı evlerinden ve iş yerlerinden oluşmuş görmeyip; ona insanlığı kuşatan bir anlayışla baktılar düşündüler.
Dertlilerin dertleri onların da derdi oldu.
Gülmek gereken yerde güldüler ağlanacak yerde de ağladılar.
Onlar kulluğu evle cami arasına sıkıştırmadıkları için çok çalıştılar. Yorulduklarını bile hissedemeyecek kadar yoğun çalıştılar.
Onlar gidince anlaşıldı ki işleri vaktinden çoktu.