İslam faşizmi temelleri üzerinden hayat bulmaya çalışan "Türkiye İslam Cumhuriyeti"nin ipuçlarını yakalamak için sanırım şu tümceler yeterli oluyor:
Benim kaymakamımın masasında tabii ki benim sadakama muhtaç insanların listesi olacak! Benim polis şefimin dosyasında tabii ki bana muhalif oldukları için sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınması gereken insanların isimleri yazacak! Benim savcımın iddianamesinde tabii ki benim nefret ettiğim kişiler suçlanacak. Benim müfettişlerim tabii ki bana biat etmeyen medya patronlarına acayip vergi cezaları kesecek! Benim bankalarım tabii ki benim arkadaşlarıma teminatsız kredi dağıtacak! Benim okullarımda tabii ki benim veciz sözlerim duvarlara yazılacak! Benim camilerimde tabii ki benim adıma Cuma hutbesi okunacak! Benim imamlarım tabii ki benim devletimin en üst görevlerine atanacak. Benim şeyhim tabii ki benim valimin sağ yanında devlet protokolüne girecek! Benim ahalim tabii ki benim için "son padişah" pankartı açacak!