Bağımsızlığını ilan etmesinin üzerinden yirmi yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına karşın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sadece Türkiye tarafından tanındı ve dünyadan izole edilmiş durumda kaldı. Kıbrıs Cumhuriyeti gelişerek AB'yle birleşmeye doğru ilerlerken KKTC özellikle ekonomik yönden çıkmaza girdi ve geleceğe dair umudunu yitirdi. Halkın ve özellikle gençlerin çözümsüzlük politikalarından duydukları düş kırıklığı Kıbrıs Türklerinin ayaklanması için yeterli neden oldu.
2003 yılı Şubat'ında ayaklanan Kıbrıslı Türkler çözüm isteklerinde ne kadar kararlı olduklarını tüm açıklığıyla ortaya koydularsa da ne Kıbrıs Rum yönetimi ne de Türk yönetiminden çözüm yolunda bir sonraki aşama için gerekli desteği bulamadılar.
İhanete Uğramış Ayaklanma Kıbrıslı Türklerin iktidar değişikliğine neden olan güçlü hareketini anlatırken tarihi bir dönüm noktasına da işaret ediyor. "Kıbrıslı Türkler geleneksel ve tutucu Kıbrıs Rum liderliğinin sistematik bir şekilde güttüğü; Kıbrıs Türk toplumunun var olmadığı ve Kıbrıslı Türklerin yalnızca Türkiye'nin çıkarlarını korumak amacıyla Ankara'nın emirleri doğrultusunda hareket eden sabit bir toplum olduğu yalanını ortaya çıkaracak gelişmelerin oluşmasını sağladılar."
İki Kıbrıslı Rum Kıbrıslı Türklerin ayaklanmasının tarihini yazdı. Themos Dimitriu ve Sotiris Vlahos olayların propagandaların tutku ve çekişmelerin ötesinde halkın ortak çıkarların tüm Kıbrıs ve Kıbrıs halkı için ortak bir kaderin olduğunu gösteriyorlar.