"Taşlar dün gece gördüğü gibi yazısız bomboştu. Hiç beklemediği bir şekilde aynen dün geceki gibi tekrar ürperdi. Üzeri boş bir mezar taşı yüzü olmayan bir çocuk gibiydi. Neden olduğunu bilmeden bir şeyler düğümlendi boğazında. Bir terk edilmişlik duygusu hissediyordu. Kendi terk edilmişliğini değil burada yatan bu insanların terk edilmişliğini".(Kitaptan...)
İsa tek bacağı kısa bir mezarlık bekçisi. Kusuruyla ilgili onu rahatsız eden tek şey sigarasını ayakkabısının ucuyla söndüremiyor olmak. Sonradan göç ettiği İstanbul'daki tek arkadaşı ona gömmesi için öldürdüğü insanların cesetlerini getiren Hamit.
Hamit yeraltı dünyasının en iyi tetikçilerinden biri... Şimdiye kadar her işi kusursuz halletmesiyle tanınıyor. Ancak ilerleyen yaşında yakını göremeyen gözleri dünyanın değişen düzeni ve yeni teknolojiler canını sıkıyor. İşlerin eski usule göre halledilememesinden yakınıyor. Yapayalnız hayatında bir tek yakını yeğeni Lütfü...
Lütfü yeraltı dünyasında hızla ilerlemek isteyen genç bir delikanlı...
Cellat Mezarlığ'nda insan psikolojisinin derinliklerine inerek 'suç'un her insanın içindeki yerini sorguluyor. Herkesin kendi masumiyetine böylesine inandığı bir dünyada 'suç'u ve 'masumiyet'i bir cerrah titizliği ve edebiyatçı duyarlılığıyla masaya yatırıyor