Kendisi pek nadir televizyon seyreder yalnızca günde bir kez haberleri izlerdi. Ancak her boş dakikasında okuduğu kitaplar ve bilgisayarı ile ilgilenirken televizyon bir kanalına yönlendirilmiş olarak açık olur ve kendisine bir fon müziği görevi yapardı. Asla yatakta televizyon seyretmediği içinde yatarken televizyonu kapatır ve kumandayı televizyonun üstünden aldığı kumandaya boş gözlerle bakıyordu. Biraz kestirmek üzere yatağına uzanmadan önce televizyon üzerinde durmaktaydı. Peki o zaman televizyon nasıl açılmıştı. Birden rengi daha da solarak kapıdaki silüeti hatırladı. Demek O her neyse odasında dolaşmış ve televizyonu da açmıştı. Bu düşünce ile elleri titreyen Suzan tam televizyonun kapatma düğmesine basmak üzereyken görüntü değişti ve kendisine çok bildik çalışmakta olduğu Topkapı Saray'ı ekrana geldi. Kesitler halinde yansıyan görüntüye bir anlam veremeyen Suzan sessizce bunları izlemeye koyuldu. Bir güvenlik kamerası tarafından çekilip sistematik bir biçimde veriliyormuşçasına önce denizden sarayın bir görüntüsü daha sonra saraydan deniz ve çevrenin görüntüleri daha sonra ise avlularından başlamak üzere Saray'ın tüm a ve mekanlarının görüntüleri tek teke geçit verdiler.