Bütün bir devrimci kalkışmalar dönemini ele alan kitap "Tarihsel gerçeğin sanatsal gerçekliğin temeli ve özü olduğu" ilkesinden yola çıkıyor. Kitap sanatçının her zaman ve her durumda "tarihin külünü değil ateşini taşıyanlar" olması gerektiğini sanat alanının esas olarak eylem içindeki insan karakterleri üzerinden anlamlandırılabileceğini tarihsel bir kesiti anlatabilmek için kameranın ya da kalemin asıl olarak karakterler aracılığıyla dönemin gözü haline getirilmesinin şart olduğunu son derece canlı bir şekilde anlatıyor.
Bu yolla sinema ve edebiyatın toplumu değiştirip dönüştürmede nasıl güçlü silahlar olduklarını kanıtlıyor.