Öteki olan nedir?
Öteki "ben"in haricindekidir. "Ben" eğer Türklük ise Türk kimliğinin dışında kalan herkes devlet nezdinde öteki olarak algılanmıştır. Kürt dinamikleri açısından "Ben" eğer PKK ise PKK'nin belirlediği siyasetin dışında kalan her Kürt ona göre öteki kabul edilmiştir.
Devlet Kürtleri ötekileştirmeden önce onları resmen yok saydı tek kimliğe indirgedi. Kendine karşı risk olarak gördüğü Kürt kimliğini asimilasyona uğratarak mümkün olduğu kadar nötralize edip görünmez kıldı. PKK ise bu asimilasyon sürecinde yok sayma eşiğindeki Kürtleri halk nezdinde bir yere taşıyarak yeni bir varlık kazandırdı.
Aslında devlet Kürtleri yok sayma yerine gerçek anlamda ötekileştirebilseydi Kürtler çatışmaya gerek duymadan bir kimlik kazanabilirdi. Türk kimliği yaratılırken öteki olan Kürtlerin de kimliği bir çelişki gibi gözükse de doğal süreç içinde gelişirdi. Böyle bir siyasi atmosfer yaratılmadığı için Kürler sorunun çözümünde şiddet metoduna başvurarak gerginliğe dayalı yollara kaydı ve bir süre sonra da öteki konumunu ancak elde edebildi. Bu çatışma durumunda Kürtler ötekileştikçe Türkiye'deki Kürt sorunu daha da bir berraklık kazandı. "Dağlı Türkler" giderek billurlaştı. "Kart-kurt" tezlerinden vazgeçildi Kürt realitesi telaffuz edildi modeller tartışıldı son olarak da devletin Kürtlere karşı hata yaptığı en yetkili ağızlardan ifade edildi TRT 6 (TRT Şeş) Kürtçe yayına başladı ve Kürtlük kimliği şeref olarak tanımlandı. Bütün bu gelişmeler tam da öteki Kürtlerin varlığında cereyan etti. Ancak Ahmet Türk'ün Meclis'te Kürtçe konuşması TRT 3 (TRT Üç) de sansürlenip yayınlanmayınca Kürtlerin öteki konumu yeniden tartışılmaya devam edildi.
Kürt sorunu ile ilgili tartışmalar uzun bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor. Ancak çift yönlü bir bakış ile ele alanın "Öteki Kürtler" adlı bu inceleme Kürt sorunu ile birlikte Türkiye'deki Kürtlerleri anlatmaya çalışırken içerden bir göz olarak "Öteki Kürtlerin Ötekisi"ni de eleştirel bir açıdan sizlerle paylaşıyor.