Sevda Akdağ'ın yazma yeteneği ve düzgün dili önce Jiyan (Hayat) adlı dergide çıkan kısa öyküleriyle ilgimi çekmişti. şimdi "Düş Ülkenin Kadınları" adlı ilk romanı okurla buluşuyor. Bu roman 1970'li yıllarda Sevda'nın Ankara'da Sağlık Koleji'nde okuduğu yıllarda yaşadığı ilginç olayları anlatıyor. Bu aynı zamanda sol hareketin hem yükseldiği hem amip misali bölünüp birbiriyle kıyasıya çekiştiği bunun yanı sıra yeni ve güzel bir gelecek için kendini adayan genç bir nesille
düzeni korumak için örgütlenmiş ırkçı ve faşist bir kesimin devlet destekli saldırganlığının yarattığı ortamda ülkenin fokur fokur kaynadığı bir dönem. Bu ortam sağlık kolejindeki çocukluktan gençliğe geçme çağındaki kızları da anaforuna alıp sürüklüyor. Romanda bunun yanı sıra bu genç kızların yüz yüze oldukları baskıcı çağdışı eğitim sistemi bu yıllarda temeli atılan ve yıllarca sürecek dostlukları birçoğu söz konusu ortamdan kaynaklanan aile dramları duygulu sürükleyici bir dille anlatılıyor. Diğer bir deyişle bu öykü 1970'li 80'li yılların bir
kesiti bir dönemin tanıklığı.
-Kemal Burkay