Bu anı kitabını yazmaya hiç niyetim yoktu. Ta ki müzeden ayrılmamıza birkaç ay kalana kadar. Edebi bir eser meydana getirmek gibi bir cüretim asla olamaz. Sadece arkeolog olmanın verdiği avantajla elimdeki verileri doğru ve gerçekçi bir şekilde yorumlamaya çalıştım .Bu kitapta hiçbir şey kurgulanmamıştır. Anlattıklarım bütünüyle yaşanmıştır. Bu benim yirmi yıllık müze hikayemden çok Türkiye'nin en önemli iş adamının kızı sosyeteye mensup snob bir kadının harika değişiminin hikayesidir. Bu öyle bir değişimdir ki ailede bir tek Doğan Bey fark etmiş ve Çetin'e "Mutluluğumu size borçluyum" diye teşekkür etmiştir. Bu değişimde bizim ailenin özellikle benim etkim olduğunu söylersem mütevazı olmadığımı düşünebilirsiniz. Gerçekten de değilim. Bizim tüm meslek hayatımız alçak gönüllülükle geçti. Çok çalıştık ama başarıları kendimize maletmedik paylaştık hatta üstümüzde olanlara bıraktık. Ama ben artık emekliyim. Bundan sonraki hayatımda yaptığım ve yapacağım her olumlu iş için kendimi ödüllendireceğim.