Henüz 15 yaşındasınızdır. Ailenizle sevgiyle ısınan evinizde sizi yansıtan eşyalarınızla komşularınızla değer verdiğiniz şeylerle birlikte yaşıyorsunuz ve mutlusunuzdur. Fakat; birden her şey değişir. Sizi hiç ilgilendirmeyen bir savaş yüzünden yakınlarınızla birlikte size ait olan birçok şeyi kaybetmeye başlamışsınızdır. Sıcak evinizden kaçarak kader birliği yapmaya başladığınız insanlarla bir mahzende yaşamaya mecbur kalarak hayatta kalma mücedelesine girişirsiniz. Belkide savaştan sağ olarak kurtulacaksınızdır. Fakat incinen yüreğiniz asla iyileşemeyecek kırılan onurunuz hiçbir zaman onarılmayacaktır.
2. Dünya Savaşı'nda Nazilerin saldırısı sonrasında genç bir kızın yaşadıklarını anlattığı gerçek bir 'savaş güncesi' olan 15 Yaşındayım Ölmek İstemiyorum; belgesel niteliğinin ötesinde biçimi derinliği her satırında temsil ettiği değerler ve okura ulaştırdığı mesajlarla bir edebi eser niteliği taşıyor.
Ayrıca bu kitapta yalnızca savaşın insana layık olmayan çirkin ve acımasız yüzünü değil insanların her şeye rağmen umutlarının peşinden giderek ayakta kalmak için ortaya koydukları olağanüstü direnci ama en önemlisi yaşam hakkının evrenselliğini bulacaksınız.
Savaşın genç ruhların gözlerine yansıyan korkunç yüzünü görmek için 15 Yaşındayım Ölmek İstemiyorum'u mutlaka okumalısınız.