Bizler bu okullarda öğrenim görürken ülkemize ve halkımıza sevgi ve minnet duyguları içinde yetiştirildik. Öğretmenlik yaşamımız boyunca eğitimin hangi kademesinde olursak olalım halkının rahat yaşayabileceği uygar bir Türkiye'nin kurulması için çalışmak başta gelen görevimiz oldu. Bu uğurda köy enstitülü ağabeylerimizle omuz omuza çalıştık. Yoksul halkımızın sofrasından beslenmiş olmamızın karşılığını çocukları için her türlü özveriyi gösterip onları en güzel biçimde yetiştirerek fazlasıyla ödeme bilinci içinde öğretmenlik yaptık. Onları hiçbir yerde birçok baskıya karşın satmadık. Bu yüzden başımıza gelen olmadık kıyımlarla canımız yansa da hepsine bilinçle katlandık Kaim Elban Eğer hepimiz Kaim Elban gibi gözlediklerimizi duyduklarımızı inandıklarımızı savaşımlarımızı sevdiklerimizi yitirdiklerimizi yani hayatın kendisini kaleme alıp ak kâğıt üstüne kara lekelerle belgelese bu ülkenin geri kalmışlığına katkı yapanları gün ışığına çıkarırız. Sahte kahramanların forsunu indiririz. Hayatın öz gerçeğini görmezden gelerek kendi gerçeklerini öne çıkaran şark kurnazlarını ayıklarız. Toplumumuz netleşir şeffaflaşır sosyal sermayemizin verimi artar. Kaynaklarımızı daha etkin kullanırız; zenginliğimizi de artırır insanlarımızın refahını yükseltiriz.
Dr. Rüştü BOZKURT
Dünya "Ömür" denen yaşama süresini doldurunca göçüp gidiyoruz bu dünyadan. Yaşadıklarımızdan edindiğimiz her şeyi birlikte götürerek. Oysa bizim zamana kattıklarımızla zamanın bize kazandırdıklarıyla yaşanmış olan her an değerlidir. Yaşanmış olanın elimizden uçup gitmesini önleyecek biricik yol ise yazmak. Kaim Elban yaşadıklarıyla eğitim tarihimizin bir dönemine tanıklık ederken elinde ve zihninde kalanları yazıya dökmüş. Öğretmen olarak yetiştirilmenin ne demek olduğunu ilköğretmen okullarının bir zamanlar nasıl güzel kurumlar olduğunu özel yaşamından da hiçbir ayrıntıyı gizlemeyerek açık yüreklilikle anlatmış. Üstelik kuru bir yaşam öyküsü gibi değil elden kolay bırakılamayacak bir roman gibi. Yaşananlar boşa gitmesin diye hala birbirimizin deneyimlerinden öğrenecek çok şeyimiz olduğu için.
Feyza HEPÇİLİNGİRLER
Yazar Eğitimci Her konuda olduğu gibi eğitim tarihimizin yazılmasında da "iz bırakanları" "iz bırakacak olayları ve kurumları" geçmişin karanlığında bırakıp unutulmaktan kurtarmak eli kalem tutanların içinde yaşadığı topluma karşı vazgeçilmez görevidir. Onları gün ışığına çıkarmanın en doğru yolu o günleri birebir yaşayanların gözlemlerini yansız olarak gelecek kuşaklara aktarmasından geçer. Kaim Elban bu yapıtıyla sözünü ettiğimiz tarihsel tanıklığa soyunmuş bir yanından. Yalın duru ve içtenlikli bir anlatımla iyi de yazmış. Kutluyorum kendisini. Umarım başkaları da katılır bu imeceye. Birinin gözünden kaçanı öteki yakalar. Mehmet DURU Savaştepe İlköğretmen Okulu Emekli Müzik Öğretmeni