Marina Fiorato uzun süre best-seller listelerinden düşmeyen bu ilk romanında muhteşem güzellikteki Venedik şehrinde yüzyıllar öncesine uzanan gizemli bir hikayeyi ve yüzyıllar sonra acılarından uzaklaşmak isteyen genç bir kadının küllenmiş bu hikayede yeniden hayat buluşunu incecik iplerle ustalıkla birbirine bağlıyor. Fiorato aşk ihanet ve sırlarla dolu bu iç içe geçmiş iki hikayede hem karakterleriyle hem de Venedik'in muhteşem betimlemeleriyle herkesi etkilemeyi başarıyor.
1681 Venedik.
Cam... Ustaların nefesiyle hayat bulan sanat ve bu sanatın ortaya çıktığı güzel Venedik'in kuzeyindeki ada: Murano. Altından bile değerli aynalarıyla ünlü bu kentin cam ustaları lagündeki adada camın sırrıyla birlikte hapsedilmiş bir yaşam sürmektedirler. Büyük cam üstadı Corradino Manin gizlediği kızı Leonora'yı koruyabilmek için ruhunu ve cama dair tüm sırlarını Fransa'nın Güneş Kralı XIV. Louis'ye satar...
Yüzyıllar sonra Nora Manin Londra'daki mutsuz yaşamından kaçarak atalarının şehrinde bir cam ustası olmakta kararlıdır. Tutku ve yetenekleri soyunun meşhur ismi ile bir araya gelince ezeli rekabetler su yüzüne çıkacak ve onu tehlikeli bir hikayenin içine çekecektir. Venedik'te yeni bir hayat ve aradığı aşkı bulan Nora'nın kaderi Corradino'nun ihanetlerle dolu sırları açığa çıktıkça ayrılmaz bir bağ ile geçmişe bağlanacaktır.