"Sık sık sorardın 'Bizi ne zaman yazacaksın sevgilim?' diye. Ben de 'Daha vakit var birtanem' derdim. 'Daha yaşayacak çok şeyimiz var. İleride hepsini yazacağım.' İleride? Neydi ki beklediğim? Sınırsız zamanda o bilinemez kestirilemez ömrün zamanında neyi beklemiştim ki?
Bak işte şimdi yazıyorum canım benim. Demek kendiliğinden gelmiş kapıma zamanı; seni beni bizi yazdırmak için.
Bana ait değilmiş belirlemek ne zaman yazacağımı.
Sen dümeni ele aldın yine açık denizlerde olduğu gibi..."
Sevilenin ardından yazılmış uzun bir mektup mu bu kitap?
Yoksa bir hatırat mı?
Otuz dört buçuk sene sürmüş bir tutkunun romanı mı?
Yoksa dayanılmaz bir özlemin İzmir'de günbatımı renkleriyle bezenmiş şiiri mi?
Bazı bazı tek bir paragrafta koca bir evliliği anlatıyor bu kitap.
Ama daha çok cesur bir aşk hikâyesini; yazar Nermin Bezmen'in yakın zamanda kaybettiği sevgili kocası Pamir Bezmen'le tanışmalarını ve aşklarını anlatıyor... Sevilenin ardından açılan yarayı ustası olduğu kalemiyle sarıyor Nermin Bezmen.
Dünü bugüne taşıyarak..