Her yerde tek bir din-İslam dini ve tek bir kültür İslam kültürü hakimdi.Bu din ve kültürün dili Arapça fikri(aklı) İran hayali Hintli ve kasları da Türk idi.
Ama ruhu her zaman ve her yerde İslami ve insaniydi.
Bu kültürün ışıkları bütün islam dünyasını kaplamıştı:Medine ŞamBağdatRey(Tahran) NişaburKahireKurtubaGırnataKonya İstanbul Kabil Lahor ve Delhi.Doğduğu yer de her yerdi ve hiçbir yer.Her yerde ondan bir iz ve eser vardı ve hiçbir yerde özel bir renk ona hakim değildi.Her yerde hakim olan tek renk Allah'ın rengi yani İslam'dı.Bu yeni medeniyet ne doğuya ne de batıya aitti.Bu kültürün rüştünü ispat etmesi ve yayılması ard arda gelen üç ya da dört yüzyıl boyunca o kadar hızlı olmuştu ki bu ancak ve ancak büyük bir mucizeye benzetilebilir.
Dünyanın İslam dinine ve Müslümanlara borcu sanıldığından çok daha fazladır.İddia edilenin aksine İslam hiçbir zaman insanlık kültürünün gelişmesine sert çekmemiş pel çok özgün unsur katarak zenginleşip gelişmesine vesile olmuştur. İslam'ın dünyaya lazandırdığı şeylerin takdir edilmesinde ifrat ve tefrite kaçılmaması gerekir.Fakat kim İslam kültürünün insanlık medeniyetinin önemli bir merhalesini temsil ettiğini ve en az diğer merhaleler kadar değerli olduğunu inkar edebilir?Eğer bugün İslam dünyası kendi değrerini doğru dürüst bilmiyorsa bunun temel sebebi kendi manevi ikliminden uzaklaşmış olmasıdır.
İslam'ın parlak asırlardaki başarısı insani bir kültürün zaferidir.Varlığı büün boyutlarıyla kuşatan İslam kültürü von Grunebaum'un kelimeleriyle dile getirirsek "İnsani bütün boyutlarıyla saran ve kışatan bir kültürdür".