Siluetler durmadan dönüyordu. Renk renk albenili pervaneler durmadan dönüyordu. Zaman içinde yolculuğun tatlı rüyasına adım attığında kalabalığın hortumları can yakıcı bir azap gibi kapısına dayanmıştı. Durmadan etrafındaki nesneleri içine doğru çeken girdabın fütursuz kanatları arasında yol aldığında artık iş işten geçmiş diye düşündü. Ruhlar aleminin efendisi kendisine biçtiği zaman dilimini durdurmuştu nihayete ermişti zaman.