2007'de başlayan kriz sadece iktisat politikası kararlarına ya da kurumların davranışlarına yönelik eleştirilerin yoğunlaşmasına yol açmadı. Hakim iktisat kuramının piyasa ekonomisinin işleyişini çözümleyebilmede ne ölçüde başarılı olduğu da sorgulanmaya başladı. Kriz dengeye gelme sürecinin ne makro ve ne de mikro düzeyde düşlendiği kadar kolay işlemediğini dengesizliklerin toplumsal maliyetinin ise çok büyük olabileceğini bir kez daha gösterdi. Bu bağlamda J.M. Keynes'in adını yeniden ve büyük bir sıklıkla duymaya başladık. Aslında ilginin nedeni basitti. Krizden çıkabilmek için neler yapılabileceğini bulabilmek için 70 yıl önce benzer bir olayda çıkış yolunu göstermiş olan Keynes'e sığınmaktan daha doğal ne olabilirdi ki? Gerçi bu yol Keynes'in nasıl düşündüğünden çok hangi sonuca vardığı ile ilgileniyordu ama bu da amaç için yeterliydi. Keynesçilik bu bağlamda alınan kararlar için tanımlanmış bir ölçüttü.
Öte yandan Keynes'in düşünceleriyle çok daha derinden ilgilenen bir başka yaklaşım var. Bu yaklaşımı benimseyenler hakim iktisat kuramının kapitalist ekonominin işleyişini ele alış biçimini yetersiz buluyorlar. Farklı bir yaklaşım geliştirebilmek için Keynes'in kuramsal çerçevesi ve yönteminin bir çıkış noktası oluşturabileceğini düşünüyorlar. Bu iktisatçılar Keynes'in vardığı sonuçlardan çok bu sonuçlara nasıl vardığı ile ilgililer. İlk baskısı çeyrek yüzyıl önce yapılmış olan Yılmaz Akyüz'ün Fiyat Mekanizması ve Makroekonomik Dengesizlikler adlı kitabı bu yaklaşım içinde yer alıyor. Bence bir öncü. Kitap bu yönde düşünmek isteyenlere geniş bir ufuk açıyor. Bir kere belirsizliği iktisadi yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor. Dolayısıyla yanılmanın karar almanın çok önemli bir ögesi olduğunu vurguluyor. Böylece denge durumunda karar almanın verdiği rahatlığın olmadığı bir ortamda piyasaların nasıl çalıştığı sorusunu ele alıyor. Sorunun yanıtı arandığında piyasalarda dengesizliğin olağan dışı ya da geçici bir durum olmadığını ortaya koyuyor. Piyasa ekonomisinde miktar sinyallerinin en az fiyat sinyalleri kadar önemli olduğu hatta bazı durumlarda daha da önemli olduklarını gösteriyor. Buradan da yaşadığımız makroekonomik sorunların çözümünde farklı yollar aranması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu kitabın çok bir ilginç özelliği daha var: Tazeliğini koruyor...
Hasan Ersel
Sabancı Üniversitesi