İmandan sonra en büyük hakikat olan namazı bir kitapta bütün boyutlarıyla anlatmak ne mümkün.
Herkes nasibi ve kendisine ikram edilen kadar bir şeyler söyleyebiliyor bu kulvarda önceliklerden beslenip sonradan gelenlere birşeyler sunma gayretinde.
Bu kitapda böyle bir düşünceyle namaz derdini gönüllere bir sevda olarak düşürmek yolunda karınca mantığıyla nihai hedefe varmak çok zor olsa da hiç olmazsa yolunda ölmez miyim anlayışıyla hazırlandı.
İnsanlara sadece şunu yap bunu yapma namaz kıl zekat ver oruç tut kurban kes hacca git falan günahları işleme demek yetmiyor.
Her şeyin ve herkesin sorgulandığı sorunların dağlar gibi büyüdüğü soruların cevapsız kaldığı farklı ve anlayış ve cevapların ortada dolandığı inkar ve şüpe tohumlarının körpe zihinlere ekildiği bir dünyada yaşıyoruz.
İbadetlerin sırf Allah istediği sadece O'nun sevgisini hoşnutluğunu ve rızasını kazanmak için yapılması gerektiği gerçeği unutulmamalı. Amaçlarla araçları birbirine karıştırmadan öncelikleri göz ardı etmeden genelde ibadetlerin özelde namazın bireysel ve toplumsal hayattaki önemini etkisini faydalarını sebebi hikmetini akıl ve bilmin verilerinden de yararlanarak insanlara anlatmak onların bu ibadetleri mana ve muhtevasıyla anlamalırına bütün kalpleriyle benimseyerek yerine getirmelerine yasak günah kötü ve çirkin olarak nitelenen davranışlardan kaçınmalarına güzel bir insan olmalarına yol açmaktadır.
Bu kitapta namaz iman ışığında bilmin ve aklın bakış açısıyla bireysel ve toplumsal önemi ve etkisiyle dünya-ahiret dengesi içinde değerlendirmeye çalışıldı ve öykü tadında bir anlatım denendi.
İstifade edilmesi ümidiyle...